27 Nisan 2012 Cuma

Buzağıda Presternal Bursitis Ameliyatı

Veteriner Hekim Kimdir? - www.gencveteriner.com

Endoskopi İle Mideden Yabancı Cisim Çıkartılması

Buzağıda Presternal Bursitis Ameliyatı

Kedide İdrar Kesesiden Taş Çıkarma-Cystotomy

21 Nisan 2012 Cumartesi

Güvercinler Hexamitiasis Parazit Hastalığı




Güvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler. Hexamitiasis hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir.

BELİRTİLERİ

Hastalık ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler önemlidir. Hasta kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara saptanabilir. Hastalığın gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca etkiler.

BULAŞMA ŞEKLİ

Hastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4–5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye başlar.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ

Hexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı yapılabilir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ

İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç (insanların tüketimi için hazırlanan) olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi verilecektir.

Bu iki ilaç Ronidazole etken maddesine sahiptir.

RİDZOL-S: Toz şeklinde olan ilaç, Jeeds European firmasının bir üretimidir. %10’luk konsantreye sahip olan ilaç 4.5 litre suya bir çay kaşığı karıştırılarak 7 gün süre ile kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20–60 Dolar’dır.

DACZAL TABLET: Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı 11.95 Dolar’dır.
Bu iki ilaç Metranidazole etken maddesine sahiptir.

FİSHZOLE TABLET: Thomas lab firmasının bir üretimi olan ilaç, tablet başına 250 mg ilaç bulundurmaktadır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Yurtdışı satış fiyatı 15.95 Dolardır.

FLAGYL: Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. 4.5 litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20–55 Dolardır.
Bu ilaç, Dimetridazole etken maddesine sahiptir.

HARKANKER SOLUB: Harkanker firmasının üretimi olan ilaç,toz şeklinde olup kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılmaktadır. Bir poşet ilaç 4.5 litre suya karıştırılarak kuşlara 7 gün süresince verilir. Yurtdışı satış fiyatı 12.95 Dolar’dır.

Ülkemizde bu etken maddelere karşılık gelen beşeri ilaçlar

Ülkemizde yukarda belirtilen 4 etken maddeden sadece Metranidazol içeren beşeri ilaç (insanların tüketimi için hazırlanmış) bulunmaktadır. Bu etken maddeyi taşıyan ilaçlar arasında Metrajil, Flagly ve Nidazol sayılabilir.

METRAJİL: 250 mg’lık tablet şeklindedir. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.

FLAGLY SÜSPANSİYON: 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam edilir.

NİDAZOL: 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.

Kanlı İshal


Kanlı İshal

Bu hastalığa tavukların bağırsaklarında yaşayan bir parazit sebep olur. Genç hayvanlar hastalıktan daha çok etkilenir.

Hastalığa yakalanan hayvanlar solgun ve halsizdir. Tüyleri kabarır, ishal görülür. Dışkıları kanlıdır. Hastalık kümese girince hızla yayılır. Ve çok sayıda hayvanın ölümüne sebep olur.

Hastalığa yol açan parazitin yumurtaları dışkı ile kümese yayılır. Gözle görülmeyecek kadar küçük olan bu yumurtalar yemlere de bulaşır. Bu yumurtaları yiyen tavuklar hastalığa yakalanır.Hastalığın olduğu kümese giren insanların ayakkabılarına ve elbiselerine bulaşan yumurtalar kolayca diğer kümeslere taşınır.

Tavukların altına serilen altlığın ıslak olması ve kümeste çok sayıda tavuk bulunması hastalığın ortaya çıkmasını ve yayılmasını kolaylaştırır. Bu yüzden altlığı sürekli kuru tutmak ve kümeste olması gerekenden fazla tavuk bulundurmamak gerekir.

Kanlı ishalin ortaya çıkmasını engelleyecek ilaçlar vardır. Bu ilaçlar düzenli olarak kullanılır ve diğer hususlara dikkat edilirse hastalığın ortaya çıkması engellenebilir. Yine de hastalık görülürse bu sefer tedavi amacıyla ilaç kullanılır.

Öldüren yumurta


Balla başlayıp, tavuk, süt ve et ürünleriyle devam eden gıda teröristleri, şimdi de yumurtaya dadandı. Sağlıksız ortamda yetişen tavukların yumurtaları hastalık saçıyor.

Hileli bal, salam, sosis ve sucuğun ardından yumurtanın da masum olmadığı ortaya çıktı. Genellikle et ve et ürünlerinden geçen ve tedavi edilmediği takdirde ölüme kadar götüren Salmonella bakterisi yumurtada da tespit edildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yumurtalara tek tek test yapmanın mümkün olmaması nedeniyle tavuk çiftliklerini denetleyerek halk sağlığını korumaya çalışıyor.

SEN DE Mİ YUMURTA!

Sahte bal ve yüzde 100 dana eti yerine içinde her türlü sakatat ve kanatlı et barındıran sucukların ardından Türkiye'nin en çok tükettiği yumurtanın da ölümcül bakteri barındırdığı anlaşıldı. Sağlık eski Müsteşarı ve Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sefer Aycan, hileli ve halk sağlığını tehdit eden gıdalarla ilgili TAKVİM'e önemli açıklamalarda bulundu. Hileli bal ve et ürünlerinden sonra halkın tüm gıdalara korkuyla yaklaştığını belirten Prof. Aycan, üreticilerin ucuza mal edip pahalıya satmak için yaptığı hilelerle halk sağlığının tehlikeye girdiğini kaydetti. Prof. Aycan, et ve et ürünlerinde ortaya çıkan, tedavi edilmediği takdirde ölüme neden olan Salmonella bakterisinin yumurtada bulunduğunu söyledi. Bakterinin yumurtaya hem tavuktan hem de bulunduğu ortamın kirliliğinden dolayı geçtiğini anlatan Prof. Aycan, bakterinin yumurtanın kabuğundan içine ulaştığını vurguladı. Salmonella'lı yumurtanın insana bulaşma riskine dikkat çeken Prof. Aycan, bakterinin organik ya da organik olmayan ayrımı yapılmadan tüm yumurtalarda olabileceğini ifade etti. Özellikle çiğ yumurtadan yapılan pasta ve krema gibi gıdalarla Salmonella bakterinin insana geçme olasılığının yüksek olduğunu bildiren Prof. Aycan, "Salmonella insana geçmesi durumunda şiddetli bir enfeksiyona neden oluyor. İshal, kabızlık ve yüksek ateşle seyreden hastalık, iyi tedavi edilmemesi halinde ölüme neden oluyor" dedi.

KAVURMAYA EŞEK ETİ KARIŞTIRDILAR

Laboratuvar sonucu ile taklit yapıldığı kesinleşen ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından açıklanan 6 firmanın adları şöyle:
Hasan Dede markalı yağlı tulum peynir üreten Konya merkezli Akgökseller Gıda (Nişasta ve bitkisel yağ tespiti)
Yalçıntepe markalı yağlı tulum peyniri üreten Kayseri merkezli Birsen Güven Gıda San. ve Tic. A.Ş. (Bitkisel yağ tespiti)
Güldemce markalı tam yağlı tulum peyniri üreten Konya merkezli Güldemce Gıda İnş. Otomotiv San. Tic. Ltd. (Bitkisel yağ tespiti)
Apikoğlu markalı sucuk üreten İstanbul'da kurulu Etsan Gıda Sanayi A.Ş. (Yüzde 100 dana eti olarak tanıtılan sucukta kanatlı eti tespiti)
Uludağ markalı sosis üreten İstanbul'daki Karizma Beşler (Yabancı doku ve iç organ tespiti)
İzmit'te Efraim Usta Lokantası (Pişmiş dana kavurma yemeğinde tek tırnaklı eti tespiti)

Binaların altındaki fırınlar taşınacak

Türkiye Fırıncılar Federasyonu, örnek bir çalışmaya imza attı. Federasyon Başkanı Halil İbrahim Balcı, apartman altındaki fırınların hayati tehlike oluşturduğunu belirterek, söz konusu işletmelerin müstakil alanlara taşınacağını söyledi.
 
 
 

Türkiye'de 24 bin fırın bulunuyor.
 
Bina altında bulunan fırınların yapılacak mevzuat değişikliği ile yıl sonuna kadar müstakil alanlara taşınması gündemde. Türkiye Fırıncılar Federasyonu, binaların altında yer alan fırınların taşınmasıyla ilgili çalışma yürütüyor. Federasyon'un Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, bina altındaki fırınların tehdit oluşturduğunu, müstakil alana taşınmaları konusunda mevzuat değişikliği için İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü ile ortak hareket edeceklerini açıkladı. Balcı'nın verdiği bilgilere göre Türkiye'de 24 bin dolayında fırın bulunuyor. Bunun yaklaşık 15-16 bini binaların altlarında yer alıyor. Yani Türkiye genelinde her 10 fırından 7'sinin üzerinde konut ya da işyeri bulunuyor. Konuyla ilgili genel müdürlük yetkilileriyle ön görüşmeler yapıldı. Fırıncılar Federasyonu Başkanı Balcı, federasyon olarak ana gündemlerinde bu konunun yer aldığını, yıl sonuna kadar düzenlemenin tamamlanmasını amaçladıklarını söyledi.

2010 yılında yapılan düzenlemeyle büyükşehir belediyesi ile nüfusu 100 bini geçen belediye sınırlarında açılacak ekmek fırınlarının müstakil binalarda hizmet vermesinin karara bağlandığını hatırlatan Balcı, yönetmelikte değişiklik yapılması gerektiğini belirtti. 100 bin nüfus sınırının kaldırılıp, tüm yerleşim birimlerinin kapsanması gerektiğini vurgulayan Balcı, geçmişte ruhsat alarak bina altında hizmet veren fırınlara yönelik de düzenleme gerektiğini ifade etti. Balcı, altında fırın bulunan binaların daha çabuk çöktüğüne de dikkat çekti. Yönetmelik çalışması kapsamında başka hangi konuların yer alabileceğinin sorulması üzerine ülkede ihtiyacın üzerinde fırın bulunduğunu belirten Balcı, nüfusa oran esas alınarak fırın sayısına sınır getirilebileceğini söyledi.

Ekmekteki iddia kafa karıştırıyor

Fırıncılar Federasyonu Başkanı, "ekmekte boya kullanılıyor'' iddialarına da değindi. Bu ifadelerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Halkın kafasını karıştırmaya, onları tedirgin etmeye kimsenin hakkı yok.'' dedi. Balcı, bu kişiler hakkında federasyonun yasal işlem başlatacağını söyledi. Türk Gıda Kodeksi Katkı Maddeleri Yönetmeliği'nin tüm gıda maddelerindeki katkı maddelerini kapsadığı gibi ekmekteki katkı maddelerini de kapsadığını belirten Balcı, bu yönetmelikte hangi katkı maddesinin ne kadar kullanılacağının, hangi katkı maddelerinin de kullanılmayacağının belirlendiğini kaydetti. Balcı, 2011-2012 yılları arasında yapılan denetimlerde, sadece bir işletmede una boya katıldığının tespit edildiğine dikkat çekerek, "Bu işletmede katkı maddesi olarak gıda boyası katıldığı görülmüştür.
 
Buna dönük de gerekli işlemin yapıldığını biliyoruz. Bunun sağlık açısından hiçbir zararı yok. Bir tek insanımızı yanıltmış oluruz bu boyayı kullanırsak, yani insanımız kepekli ekmek tüketirken beyaz ekmek tüketmiş olur, kepek görünümlü beyaz ekmek tüketmiş olur.'' dedi. Balcı, "son günlerdeki bal, süt, et gibi birçok gıda maddesine yönelik iddiaları nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine de son düzenlemeyle ayıplı ürün üreten işletmeleri bakanlığın ilan ettiğini, bu uygulamayı desteklediklerini, verilebilecek en iyi cezanın da zaten bunu ilan etmekten geçtiğini söyledi.