22 Kasım 2020 Pazar

Yavrularda Eklem Yangıları (Arthritis)



Yavrularda eklem yangıları, yeni doğan kuzu, oğlak ve buzağılarda eklem yangıları hayvancılık işletmelerinin önemli sorunları arasındadır.

Eklem yangıları (Arthritis) birçok eklemde (Polyarthritis) veya tek bir eklem de olabilir. Ön ayak eklemlerinde (Carpal) daha çok ortaya çıkar. Arthritis eklem ve çevresinde şişlik, ağrı, hayvanlarda topallık şeklinde kendini belli eder. Özellikle küçükbaşlarda “cılız” kalmaya ve ileri durumlarda ise ölüme yol açar.

Çiftliklerde ‘’hayvan refahı’’ sorunu olarak algılanan arthritis ya kan yoluyla ya da doğrudan eklem travması yoluyla oluşur. Kan yoluyla oluşması göbek kordonundan giren mikroorganizmaların kana karışarak eklemlere gitmesi sonucunda meydana gelir.

Arthritis ’e (eklem yangıları) yol açan mikroorganizmaların başında E. coli gelir. Bazen E. coli dışındaki mikroplar da eklem yangılarında rol oynarlar. Pasteurella multocidaPasteurella haemolyticaMycoplasma bovisstreptokoklarstafilokokkus aureusTrueperella pyogenesErysipelothrix rhusiopathiae (Erizipel) ve Chlamydophila pecorum da işin içine girerler.

Arthritis küçükbaş ve büyükbaş çiftliklerinde önemli kayıplara yol açar. Septik arthritis bu tip işletmelerde genellikle ilk 8 hafta içerisinde görülür. Çoğunlukla ilerlemeye yatkın, geri dönüşümsüz bir hastalıktır. Tedavisi zordur. Uğraştırıcıdır. Pahalıdır. Tedavi girişimleri genel olarak başarısızlıkla sonuçlanır.

Tedavide antibiyotikler, ağrı kesici ve yangı gidericiler (antiinflamatuar ilaçlar) kullanılır.

yazının devamı: https://vetrehberi.com/yavrularda-eklem-yangilari-arthritis/

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

7 Aralık 2012 Cuma

Buzağılarda Protein


Buzağılarda  Protein 


Yeni doğmuş bir buzağı çok az sindirim enzimine sahip olduğundan pek çok bitkisel kaynaklı proteinleri süt proteinleri kadar etkilibir biçimde kullanamayabilir. Bu bakımdan buzağı yetiştiricilerinin yeni doğmuş bir buzağının kolosturum içirme döneminden sonra buzağı rasyonun da bulunacak proteinlerin tam yağlı süt ya da süt proteini veya özel işlemden geçirilmiş soya  ürünlerini  içeren  süt ikame yemlerinden  oluşturmalıdır. Başlangıçta  ince barsakta düşük olan proteolitik etki giderek artarak yükselir. Gerçek midede birinci haftadan itibaren yüksek bir proteaz aktivitesi bulunmasına rağmen süt proteinleri dışındaki proteinleri gerek hayvansal olsun gerekse bitkisel proteinleri    kullanabilme    yetenekleri    düşüktür. Fakat buzağılar sütten kesilene kadarki dönem boyunca giderek bitkisel proteinleride oldukça etkili bir şekilde kullanma yeteneğine sahip olurlar. Dört   aylık   yaştan   sonra buzağı tam gelişmiş bir rumene sahip olduğu zaman, üre   gibi   protein yapısında olmayan azotlu bileşikleri mikrobiyal proteinlere dönüştürme yeteneği kazanırlar.

Etiketler: ,

6 Aralık 2012 Perşembe

Kolostrumun Yapısı ve Önemi


KOLOSTURUMUN YAPISI VE ÖNEMİ
Yeni doğan bir buzağıya ilk verilecek olan ve en önemli yem kolosturumdur. Kolosturum esansiyal veya başka bir şekilde sağlanması mümkün olmayan immunglobinleri içerir. İmmıglo-binler buzağı sağlığı üzerine oldukça etkilidir. Kolosturum doğumdan hemen önce veya kısa bir süre sonra meme bezlerinden salgılanır. Gerçek kolosturum sadece ilk sağımda elde edilir. Daha sonraki sağımlardan elde edilen kolosturum ilk sağımda elde deilene göre besin maddeleri ve immiglobinlerce zayıftır, (tablo 2)
Gerçek kolosturum tam yağlı süte göre iki kat kuru madde, üç kat mineral ve 5 beş kat proterin içerir. Kolosturum enerji, vitaminler ve immiglobinlerce de zengindir. Kolosturumdaki yüksek vitamin A, D ve E içeriği yeni doğmuş buzağı bu vitaminlerece düşük rezevlere sahip olduğundan dolayı önemlidir. İlave kolopsturum buzağının sindirim sistemi duvarlarından geçerek pek çok hastalığa karşı buzağıyı korur. Kolosturumdaki nispeten düşük olan laktoz miktarı ishal insidansını azaltır. Tripsin inhibitörü içermesi buzağının kolosturumdaki immiglobinleri daha iyi asimile ve absorbe etmesini sağlar.

 Kolosturumun komposizyonu
Kolosturum%Normal Süt %
Komponentlerİ. Sağım2. sağım3. sağım
Toplam katılar23.914.113.612.9
Yağ6.73.94.44.0
Protein14.75.14.13.1
Laktoz2.74.44.75.0
Vitamin A, ug/dl295.0113.074.034.0
Immiglobinler6.02.41.00.1
Kolosturumun immiglobin içeriği %23 ila % 2 arasında değişirken (kuru madde esasına göre) normal süt sadece % 0.1 oranında immiglobin içerir. İmmiglobin kapsamı kolosturumdaki katı maddelerin oranı ile direk ilişkilidir. Kuru madde ise % 17 ila 36 arasındadır. İmmiglobinleri yüksek miktarda   içeren   iyi   kaliteli   bir   kolosturum   çok  yoğun  ve   krema kıvamındadır. Sulu görünüşlü kolosturum yeni doğmuş bir buzağının ilk gıdası olmamalıdır.    Çünkü böyle bir kolosturum kuru madde protein, yağ ve immiglobinlerce fakir demektir.
Kolosfurumun immünolojik değeri
Buzağılar hastallıklara ve enfeksiyonlara karşı çok az ya da hiç bağışık olmayan bir biçimde doğarlar. Böylece buzağının kolosturumla sağladığı bağışıklık onun hayatını devam ettirmesinde hayati bir önem taşır. Kolosturum da üç tip immiglobin vardır. Bunlar Ig G, Ig A ve Ig M dir. Ig G kolosturumdaki immiglobinlerin % 80 ila 85'ini, Ig A % 8-10'unu, Ig M ise % 5-12 sini oluşturur. Bunlar sistemik enfeksşiyonlar ve hastalıklara karşı geniş bir koruma sağlar. Kolosturumda bulunan immiglobinlerin tipleri ana hayvanın maruz kaldığı hastalık etkenkeri ve ona uygulanan aşı tipleri ile belirlenir. Eğer bir sığır ne kadar &zîa türde hastabğa maruz kalırsa onun kolosturumunda nitelik olarak o kadar fazla antikor bulunur. Bu nedenle annesiyle aynı çiftlikte yetiştirilen bir buzağı hastalıklara karşı daha dirençlidir. Satın alman buzağılar ya da annesi satın alındıktan kısa süre   sonra dünyaya gelen buzağılar ortamdaki hastalık etkenlerine karşı bağışık olmayabilirler.
0.                        8                       16                         24
Kolosturumun ilk veriliş, zamanı (Saat)
Yeni doğmuş bir buzağının hastalıkllara direnci kolosturum kalitesi ve veriliş zamanlaması ile yakından ilişkilidir. Kolosturum zamanlaması, buzağı hastalıklara karşı yok denecek kadar bağışık biçimde dünyaya   geldiğinden    dolayı   önemlidir.   Buzağılar   barsak duvarlarından kolosturumdaki antikorları absorbe ederler ( Pinositoz yoluyla absorbe ederler kolosturum mutlaka ilk 2 saat içinde verimelidir) ve bu antikorlarda kan dolaşım sisteminde sirkülasyona girerek buzağıyı hastalık ve enfeksiyonlara karşı korumaya çalışırlar. Absorbe edilen antikor sayısı doğrudan kolosturumun veriliş zamanı ile alakalıdır. Bağırsakların antikorları absorbe etme yeterliliği zamanla hızlı bir biçimde azalır ve doğumu izleyen 24 saatin sonunuda buzağının bağırsaklarından doğumun ilk saatlerinde absorbe edilen antikorların sadece 11'i absorbe edilebilir. Buradanda anlaşılacağı gibi kolosturumun buzağıya veriliş vakti gecikirimemelidir. Kolotunımun verilişi geciktiği zaman bağırsaklarda üreyen hastalık yapıcı mikroorganizmalar kolosturumun   yerine absorbe olarak buzağıları hastalandırabilirler.
Kolosturumun         mümkün       olan       en    erken    zamanda    (ilk   2 saat içinde)    verilmesi
durumunda   buzağının   almış olduğu immiglobinlerin %24' ü kana geçmektedir, (bkz. tablo 3) Buzağı 24 saatlik yaşa geldiğinde barsak duvarlarının gelişmesiyle immiglobinlerin emilim yüzdesi oldukça düşer. Kolosturum sadece  bağırsaklardan emilerek buzağıyı korumaz, aynı zamanda barsak duvarlarında kaplayıcı bir görev alarak o bölgede mikroorgnizma üremelerine karşı da mücadele eder. Kolosturumun kalitesini hayvanın buzağılama yaşı ve hayvanın ırkıda büyük ölçüde etkiler.

Kolostummda kalite problemleri çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir;
a- Sığır 3-4 haftadan az kuruda kaldığında,
b- Sığır doğumdan önce sağıîdığmda,
c- Sığırın yaşının genç olması,
d- Sağımdan önce sğırm meme bölgesi ve meme bvaşlarının iyi temizlenmediğinde... Yukarıda sayıları sebeplerden dolayı kolostummda kalite düşüklüğü meydana gelmektedir.
Buzağılama sayışma göre kolosturumun immiglobin oranı
Buzağılama sayısı                                                                              Antikor oranı %
İlk buzağısında                                                                                               5.9
İkinci buzağısında                                                                                          6.3
Üçüncü buzağısında                                                                                      8.2
Dörtüncü ve sonraki buzağılarında                                                                 7.5

Sığırların ırkına göre kolostrumlardaki antikor mikfarları
Sığınn Irkı                                                                                         Aniktor Oranı %
Ayrshire                                                                                                      8.1
Brown Swiss                                                                                               8.6
Guernsey                                                                                                     6.3
Holştein                                                                                                       5.6
Jersey                                                                                                       9.0

Etiketler: , , , , ,

5 Aralık 2012 Çarşamba

Buzağılarda Sindirim Sistemi


Buzağılarda Sindirim Sistemi
Buzağılar 4 adet mideye sahip olmalarına rağmen yaşamlarını ilk haftalarında tek mideli özelliği gösterirler. Rumen, retikulum ve omasum in aktifken abomasum aktif olanıdır. Buzağı büyüdükçe ve çeşitli yemleri yemeye başladıkça mide mide kompartmanları da gelişmeye başlar.
Şekil 1 :Sığır mide kompartsmaniannın gelişim evreleri. Doğumdan tam gelişme olana kadarki evreler


 Sığır mide kompartımanlarının doğumdan tam gelişmenin olduğu evreye
kadarki karşılaştırmalı büyüklükleri
Yaş
              Rumen         Retikulum             Omasıum              Abomasum
Yeni doğmuş        % 25               %5                        % 10                 % 60
3-4 Aylık              % 65               %5                      % 10                 % 20
Tam gelişmiş       % 80                % 5                      % 7-8                 % 7-8
Abomasum yeni doğmuş bir buzağıda mide kompartımanlarını neredeyse % 60' ını oluştururken, erişkin bir sığırda bu oran % 8 dir. Rumen ise yeni doğmuş bir buzağıda mide kompartımanlarının sadece % 25' ini oluşturken bu rakam erişkin sığırda % 80' e ulaşır.
Buzağılarda sıvı maddeler rumeni direk geçerek özefagal oluk denilen bir kanal ile direkt olarak abomasuma ulaşırlar. Rumen ve retikulumdaki bazı dokuların geçici olarak kapanmasıyla şekillenen özefagal oluk kolosturum ve sütün etkili ve hızlı sindirim ile emilimi için direkt olarak abomasum ageçmesine olanak tanır.
Genç bîr buzağıda sıvı yemin geçişi
Oluk oluşumu emme gibi uyanlar ile başlar. Diğer taraftan buzağı emzikli bir kova ya da açık bir kovadan ya da beslenmesin oluğun fonksiyonu sürer. Bu olay buzağı 12 haftalık olana kadar sürer. Bununla birlikte süt ikame yemlerindeki bazı süt kaynaklı olmayan proteinler özefagal kanalın tam olarak kapanmasına yol açabilir. Böyle bir olay daha az sindirim ve emilim demektir.
Buzağının sindiririm sistemi uygulanan rasyona büyük ölçüde bağlı şekilde dereceli olarak dereceli olarak gelişir. Rumen gelişimi ne kadar süreyle süt verildiğine, ne kadar kısa zamanda kuru yemler verildiğine, tüketilen süt ve kuru yem miktarına bağlıdır. Normal şartlarda buzağı rumeni iki haftalık yaştan itibaren genişlemeye ve gelişmeye başlar. Buzağıda mikrobiyal popülasyon artan kuru yem tüketimi ile birlikte oluşur, sütten kesimden sonra buzağının sindirim sistemi tam gelişmiş bir ruminantınkine doğru çok daha hızlı bir gelişim süreci içerisine girer

Etiketler: , , , , , ,

4 Aralık 2012 Salı

Buzağıların Beslenmesi-1


BUZAĞILARIN BESLENMESİNE GİRİŞ

Her yıl sürüyü oluşturan ineklerin yaklaşık olarak %25'i ölüm, reprodüksiyon sorunları, başta mastitis olmak üzere meme hastalıkları, yaşlanma,  düşük verim gibi nedenlerle elden çıkarılır ve    yerlerine    iyi düveler      koymak sürünün devamlılığı verim yönünden önemlidir. İyi bir sürü oluşturmak için sürüye girecek düvelerin genetik yapılarının yüksek verime uygun olmasının yanında, bu potansiyeli gösterilebilmesi için iyi gelişmiş olması gerekmektedir.
Önce sağlıklı buzağı elde etmek için ineğin gebelik döneminde özellikle de kuru dönemde dengeli beslenmesi gerekir. Özlenen düzeyde verim yeteneğine sahip, önce düve daha sonra süt ineği yetiştiriciliğinin ön koşulu, bu hayvanların daha buzağılık döneminde iken iyi bir şekilde beslenmelerine bağlıdır.
Buzağıların hayatta kalmaları ve sağlıklı bir şekilde beslenme ve bakım olayları ile yakından ilişkilidir. Uygun bir besleme yönteminin uygulanması buzağı yetiştiriciliğinde ve sağlıklı düveler elde etmede en önemli faktördür.

Etiketler: , , , ,